Suyun ağzıyla konuşuyor
berrak ve akışkan
çarpıp döndüğü kıyıdan şarkılar var dilinde
Lisanını öğrenmek için dalıyorum onun rüyasına
tahtından ediyoruz zalim bir balığı
elimizde Poseidon’ un mızrağı
hiç bahsetmiyorum bile bize arka çıkan incilerden, mercanlardan
Suyun ağzıyla konuşuyor
anlatırken yeşili “yosun” diyor
maviye dönmüyor dili
utanarak göğü gösteriyor
Bir şeyler seziyorum iki lafının arasında midyelere aşina bana hayli uzak
kumların altında ama çok da derinde değil
bir şeyler seziyorum
ahtapotun mürekkebiyle yazılmış
ve son kertesindeymiş yaşamasının sanki yazan
ıslak ve kaygan bir şeyler
hani ne kadar uğraşırsan uğraş elinde durmayan
karşılıksız bir aşk gibi belki
ya da
demirden bilyesi düşmüş bir düdük
sesi kendine bile ulaşmayan
suyun ağzıyla konuşuyor
bir kulaç daha atıyor yazgısının enginine
elimde değil bırakıp gidemiyorum
Acıklı bir şarkı sanki ama Japonca
Söyleyen kızın dudakları dalgasını uyutmuş denizler gibi
hiç kıpırdamıyor
uzadıkça nakarat daha da çekiliyor gözleri çünkü çok acıklı dedim ya
Ama her kimse suyun lisanını konuşuyor
yumurtasından çıkan kaplumbağanın başında bekliyor denizi bulana kadar
balığın pulunda birikir yakamozların en güzeli
bundan da haberdar…
27,06,07