gagasındaki yüzüğü suya dokunan kuşun günü değil bu gün
yılların tozu üstünde mantarından sıkılmış şarabın
çıplak uyuyan aşıkların
pencerenin önünde esneyen mavi gözlü kedinin
çayırlara uzanmış bulut sayan çocuğun değil
yorgun terini rüzgara sermiş ırgatın günü değil bu gün
ağındaki yarayı onaran denizi karısından iyi bilir balıkçının
nefesi kuvvetli koca yanaklı zurnacıların
kanında koşuşan cinlere uymuş sokaklarda şarkılar söyleyen sarhoşun değil
duvarlarından çiçekler taşan bahçelerin arasında dolaşmanın günü değil bu gün
defne yaprağı ve içi fıstıklı kozalaklar toplamanın
taklacı güvercinleri göğe fırlatmanın
eve gitmeyi unuttum deyip uyku kokan bir vagona son dakkada kendini atmanın değil
Buharlaşan damlanın kabuğunda an be an kayıplara karışan gök kuşağı bu gün
kırmızısı hayal meyal aklımda…
27,06,18