Aşkın Kirpisi’ ni seviyoruz
Ellerimiz kan
Aptalız biz; öpüyoruz Aşkın Kirpisi’ ni
Dudaklarımız kan
Yanağında bir ben beliriyor, bir harita: gidilecek düşlerin yerleri küçük dokunuşlarla işaretlenmiş
Göç kuşlarıyız biz; bulutların kuluçkasında büyüyoruz
İnmemiş sayfaları okuduk, iyi insanlarıyız mahallenin
Fakirlere verdik tanrımızı
Münafık tohumlar dökülmüş olmalı ki geçmişimize
Uzlaşmak için tapıyoruz yine de zaman zaman
Aşkın Kirpisi’ ni seviyoruz ellerimiz kan
Aptalız biz; tuzdan şehirlerde ağlıyoruz
Eriyor duvarlar, evler, sokaklar meydanlara akıyor, harabelere harebeler çatılıyor
Kokmuyoruz, küflenmiyoruz, çürümüyoruz
eriyoruz sadece
Uslu yürüyoruz, yavaş çeviriyoruz bakışlarımızı gördüklerimizden göreceklerimize
Dudağımızı çatlatan sözü ıslatıp konuşmak istiyoruz
YASAK!
Korkuyoruz hüznün depremi ansıtan sarsıntısından
Adı neydi mayıs ortası kesilirdi bir rüzgar, sobaları kaldırırdık
Hatırlayamıyoruz
Herkes içindeki kalabalığa dönüyor
Uzun vadeli hesaplaşmalarda biriktiriyor herkes yorgunluğunu
Yersiz yurtsuz, uykusuz kalıyoruz
Ormanın yaban kuzusuyuz gölgemizin parıltısından süslenip çıkıyor yeşil kanatlı kelebekler
Dağı çatlatan sudan içiyoruz; yaşıyoruz böylece
Kim bilir kaç gün olmuş saçlarını kestirmişsin
yeni anlıyoruz
Kim bilir kaç gün olmuş gözlerin daha yeşil
Aşkın kirpisini seviyoruz
Ellerimiz kan
Aptalız biz
Yeni anlıyoruz…
13,11,18