
Her sabah
Unutmak ağacının dallarında görüyorum onları
Kadınlar, adamlar
Randevular
Adresler
Yerleri eşyaların: mutfak dolabının üst rafı, masanın ikinci çekmecesi, elektrik panosunun içi, işte şeyin ordaki şeyin altı canım iyi bak
Şarkı sözleri (bknz: Yeni Türkü, Çember? Daire? )
Hayli cüzdan(geneli sünni derili), cep telefonu, araba ruhsatı
Atkı/bere/eldiven triosuna eşlik eden şemsiye
İsimler, yüzler, çarpım tablosundan rakamlar, en çok dokuz kere yedi,
Bir de bırakılanlar var ağacın dibine
Yine kadınlar, yine adamlar
Ama başka kadınlar ve başka adamlar bunlar
Cigara, keskin kokusuyla kısa kısa maltepeler, uzun uzun samsunlar
Bugecebuson marka bira şişeleri
Ben,Ersen ve Dadaşlar
Dört beş güzel gözlü sıska köpek
Digitürkte Fener maçı seyretmek
Her gün saat sekiz kalkışmalı Sıhhıye’ye giden yarım kalmış, şiddetle bastırılmış, gözaltı süresi defalarca uzatılmış bir halkhareketi otobüsü
Beş vakit namazdan upuzun olanı
Matbuat camiasının ağır abisi “Tuğla” lakaplı bir telefon rehberi, iç cebeciye sığan çoğu siyah not defterleri, dolma kalem(Scrikss)
Her sabah daha hafif: bilmeden veya bilerek bizden kayıp giden şeylerin yüksüzlüğüyle
bir at silüeti koşuyor ufkun ardına doğru soğuyarak gözümüzde tüten yangından
Ve kumarbaz daha uyanık: henüz var olmamışın meramını dinlerken karşıdaki yüzde can kulağıyla
Yedinin üstüne yedi atıp savuşturmak ümidinde gelecek felaketi
Sense sudan karaya kendi çabasıyla çıkmış o ayetle asıyorsun adımlarını ağaca
Düşünme zamanda kapladığın hacmi bu kadar
Bırak yoksa yok
Bizdensin bu gün
Şimdi uçmak saati yusufçukların konduğu lavantalara
Yusufçukların öptüğü lavantalara…
02,10,19