zamanın soyundan değilsin sen
çalıntı bir ateş değilsin tanrıların kapımıza bıraktığı
bütün eskilere karşı diri her şeyin, her yerin
gökyüzü çarmıhlarına asılı
dualar ve tesbih taneleri gibi de değilsin
öne arkaya tekrar ede dursun kendini müminat
sen her gün başka kokuyorsun aynı gülde
ve hiç biri güzel de değil
ölü çocuklara annelerin söylediği
ninniler kadar
sana diyeyim mi
en iyi yolu bu kötü bir şeyi unutmamanın
acıyı bilenin şarkısını onun ağzından dinlemek
hatırlamak gölgesiz yolların güneşini
kumral şiiri yanık tende
geride bırakılmış yurtların yürek kazıntısını
yürüdükçe nasıra dönüşen hatırayı
anlatalım
vatansız belleğimizi inşa edelim
güzel bir rüya ne kadar iyileştirir gündüz bile karanlık yarayı
yıkılmış kentlerden kaçmadan önceki son gece
kaç saat uyunabilir
toprağın tene değen yüzü
dalgalanırken arpaların mevsiminde
tuttuk ellerini oğulların ve kızların
umut körpe bir oraktır
avcumuzun terinden büyür
…
10,06,21