/Suya karışınca sesler
sakıncalı çiçeklerini öperdim teninin
iğnelenmiş sözlerdi her biri dudaklarıma/
içinde olmadığım anılara sığdırmayı öğrendiydim adımı
bana dostlarımı gömmekten kalan şey buydu
daha da anlatmak isterdim ama 36 pozluktu hatıralar ben daha küçük bir gençken ve sonrasını hatırlayamayacağımızı bile bile yaşadık
/Suya karışınca sesler
bütün musluklardan akardı
aynı şarkıyla yıkardık yüzümüzü/
tek başıma bir 35 liği ilk kez bitirdiğim gün
mezesiz sarhoşluk amma da acıymış diye düşündüm ve ertesi sabah sekiz buçukta çift vasıtayla ulaşılan mesaime — maaş bölü otuz eşittir iki duble yeni rakı artı bir porsiyon şakşuka artı bir porsiyon arnavut ciğeri— başladım
/suya karışınca sesler
balkonlarda erken akşam sofraları kurulurdu
buz olmazdı
birbirimizde soğurduk
bacaklarımızda ürperirdi denizden esen ılık kelimeler/…
23,03,19