TAMAM BİR ARZU

ince sabah
kalın yorgan altında uyanır
uçuşur/uçamaz
tene dikili arzu
yüz kurulanır
fırçalanır/tükürülür uykunun gediğinde kokuşan söz
ten gerinir
kopar arzu
yakası açılır evin
böyle başlar  gün
serin sokağa iner bozguna uğramış düş
vasıtalar başka
herkesin incineceği durak başka
ellerde simit
damakta binlerce sussam tanesi…

24,01,21

TOPRAK YALNIZLIĞI

Ölü zamanların dilini biliyor muyuz yoksa sevgilim
Çürümüş ifadelerine bakarken solgun fotoğrafların
sanki anlıyorum ne söylediklerini
öpüşürken birden yaşamaya saplanıp kalmış iki fosilin
Ölü zamanların dilini çözüyor muyuz yoksa sevgilim

Rüzgâr sönünce dans etmeyi bıraktı palmiye
Çantasını yokladı otobüsten inerken kadın
Sorumlu belediyecilik bizim işimiz diyerek, tez farkedilen yoklukların telafisi için tarifeli seferler düzenleyeceğini açıkladı eski günlere yeni başkan
Yıkılmayı bekliyor öte yanda erken boşalmış apartmanlar yeni imar planı uyarınca
çekirdek çitleyerek birlikteliklerini muhafaza eden ailelerin kentsel dönüşümlerine pozisyon zenginliği sunmak için

Öyle hafif ki bazen kuşlar
kanatları yok
Saatlerle ileri geri oynanmayan
ölü zamanlardan bir dilimde
toprak soylular, kavram cesetleri ve sevgilim, cancağızım, iki gözüm
baktıkça geçmişin bizde kalan yüzüne
herkesin elinden yalnızlık dökülüyor
herkes beceriyor kendine kadar yalnızlığı
yalnızlık herkesi

Yorgun ruh hızlı düşer
kazılmamış mezarına
Bir önermedir onun dudaklarınızı süpüren ezgisi
Her anımsayışta kendini doğrulayan

dua etmeyi de bıraktık
kayyum tanrılardan dilimizi anlayan yok…

14,01,21