Vesikalık çektirmeye gideceğim
dün gece neş’ eyle kepek sorunumu uzun uğraşlar sonucu hallettikten sonra bu sabah saçlarımı güzelce taradım – ayakkabılarım bile boyalı, bu konuda o derece ciddiyim-
her belgeye uyarlı biyomatriks bir fotoğraf istiyorum:
yapıştırıyorlar pasaporta hop duygudan yoksun bir diplomat
diplomada iddialı, aklının cidarları bilgiyle gergin
evlilik cüzdanında hafif mahcup, gizliden seksi, duyarlı bir baba adayı
bakınca ehliyete memur beyin tek gördüğü tebessümde küçük bir kayma her traştan sonra seksen derecelik susuz limon kolonyası sürmekten kaynaklı
neş’ eyle vesikalık çektirmeye gidiyorum
ortasına yol açılmış bir orman gibi tökezliyorum arada sırada, gözlerime uzun farlarını çakıyor hafriyat kamyonları/ annem şu ağacın dibinde, ben nasıl burada kilitli kaldım
içimde bir boş ağrısı/paraya kıyıp bin ışık yılı yol alsam yine de yer kalır kışlıklara( özellikle barbunya ve közlenmiş patlıcanlara)
hah sonunda tekerlekli, yumuşak süngerinin üstü çakma deriyle kaplanmış bir taburedeyim/ eskiden bunlar üç ayaklı ve tahtadandı/ daha kolaydı lake kaplı 3,5 ‘ a 4,5 bir kağıtta asılı kalmak ve kendini gerektiği yerde gerektiği kadar çoğaltmak
çırak kalın kadife perdenin arkasından bana, fotoğrafçı dijital dijital hep amcalara göstermeye zorlanmış her yeri façalı sıvı kesme kristal ekrana, ben kaypak gülümsememle beraber beni de içine çekecek karanlık bir deliğe bakıyorum
– Eveeet, çekiyorum, çekiyoruuum, çeeektim!
– Aman Allah çektirmesin, kalkabilir miyim?
dışarıdayım
canım sinemaya gitmek istiyor
içimde iki yirmilik dişini de aynı gün çektirmiş morfin sallamayan bir ağzın boş ağrısı
küçük salonun arka sırasının ortasındaki çiftli koltukta Neş’ eyle ışıklar sönsün diye bekliyoruz…
20,09,18